[RAMAZAN ÖZEL]$type=ticker$meta=0$readmore=0$snippet=0#columns=2$color=#009900

Dünyanın En Çok TV İzleyen Ülkeleri


Türkiye, Dünyanın En Fazla TV İzleyen Ülkeleri Sıralamasında Uzak Ara Birinci Oldu!

Onsuz yapamıyoruz. Onsuz yaşayamaz hale geldik. Onsuz bir hayatı hayal bile edemiyoruz. Tek kelimeyle televizyon “HER ŞEYİMİZ!”

Fazla mı abarttık?

Kesinlikle hayır! Ajans Press’in RTÜK’ten elde ettiği veriler ışığında yapılan araştırmaya göre Türkiye, günlük TV izleme oranlarında 330 dakika ile dünya ülkeleri arasında ilk sırada yer aldı.
Ülke olarak dünya genelinde yapılan araştırmalarda listenin ya en tepelerinde ya da en sonlarında bulunuyoruz -bir ortamız yok yani-. Bunu kanıtlayan araştırmalardan bir tanesi daha sonuçlandı. Ajans Press, televizyon izleme alışkanlıkları üzerine RTÜK’ten elde ettiği veriler kapsamında yaptığı araştırma ile Türkiye’nin dünyada en fazla TV’nin izlendiği ülke olduğunu ortaya çıkardı.

Verilere göre Türk halkı, televizyonlarda en çok magazin programlarını ve dizileri seyrediyor. Basında yer alan haberler incelendiğinde ise magazin haberlerinin, dizi haberlerinin önüne geçtiği gözlemlendi. Buna göre geçtiğimiz yıl 18 bin 586 magazin haberi yapılırken, dizilerle ilgili yapılan haber sayısı ise 6 bin 177 oldu.

Kadın izleyiciler daha çok sırasıyla bilgi yarışmaları, dizi, kadın programları, reality show ve magazin programlarını seyrederlerken erkekler, yalnızca tartışma programlarının olduğu kısımda kadınların önüne geçebildiler.

Ülke bazında TV başında en fazla vakit geçiren ülkeler ise sırasıyla şu şekilde:
  1. 330 dakika - Türkiye
  2. 265 dakika - Japonya
  3. 261 dakika - İtalya
  4. 247 dakika - Polonya
  5. 244 dakika - İspanya
  6. 239 dakika - Rusya
  7. 232 dakika - İngiltere
  8. 226 dakika - Fransa
  9. 221 dakika - Almanya
  10. 217 dakika - Brezilya
Bugün ülkemizde televizyon olmayan ev neredeyse yok gibi. Sanki televizyonla bütünleşmiş bir yapımız var. Bu durumdaki bir insandan veya aileden televizyonunu kapatmasını istemek, bebekten sütü esirgemek gibi algılanıyor. Çünkü artık televizyonsuz eğlenemez, televizyonsuz gülemez, televizyonsuz yemeğini dahi yiyemez, kısacası televizyonsuz yaşayamaz hale geldik.

Televizyona bu derece bağımlılığın altında yatan sebeplerin başında tembellik var. Aslında tembellik televizyon seyretmenin hem sebebi, hem sonucu. Bir kere televizyonun başına geçince gerisi geliyor. Gönüllü olarak karşısına geçiyor, gözümüzü ona dikip, adetâ hipnotize oluyoruz.

Televizyonun boy hedeflerinden birisi kitap okumak. Televizyon seyretmekle kitap okumak arasında ters orantı bulunuyor. İbre televizyona kaydıkça, kitap hayatımızdan çıkıyor. Televizyon seyretmedikçe kitap okuma oranı hızla artıyor.


Televizyona karşı belki en savunmasız durumda olanlar, çocuklar. Hele bir de televizyonu bebeklik çağından itibaren bir tür çocuk bakıcısı olarak kullanan anne-babalar, en değerli varlıklarını kendi elleriyle canavara teslim ediyorlar. Çocukların hemen her türlü programı kontrolsüzce seyretmeleri, ruh dünyalarında tamir edilmez yaralar açıyor.

Televizyon seyretmeyen çocuklar, hayal güçlerini daha rahat geliştirebiliyorlar... Çünkü televizyon bağımlısı çocuklar izledikleri filmlerden, çizgi filmlerden her şeyi hazır olarak alıyorlar ve zihinleri gün geçtikçe tembelleşiyor.

Diğer yandan haberlerden filmlere, dizilerden çizgi filmlere kadar neredeyse bütün programlarda şiddet unsuru gözlemlenebiliyor. Uzmanlara göre bu kadar sıklıkla şiddet sahnesini takip eden çocuklar için, şiddet âdetâ sıradanlaşıyor. Böyle çocuklar hem yetişme dönemlerinde, hem de ileriki yaşlarda büyük çaplı psikolojik bunalımlar yaşıyorlar. Daha da kötüsü, toplum için sürekli bir tehdit unsuru haline gelebiliyorlar.



Televizyondan kurtulan insan, tüketim hastalığından kurtulma yolunda da önemli bir adım atmış oluyor. Çünkü televizyon, kendisine bağımlı olan insanları birer tüketim canavarı haline getiriyor. Reklamlarla estirilen tüketim fırtınası, çeşitli filmler, diziler, eğlence ve magazin programlarıyla devam ediyor. Neticede ortaya televizyonda seyrettiklerini uygulamak için birbirleriyle yarışan insan tipleri çıkıyor.

Televizyon dilimizi de olumsuz yönde etkiliyor. Gerek yabancı ve gerekse yerli programlarda Türkçenin sıkça yanlış, kötü ve yabancı özentili kullanılması, argoya her fırsatta yer verilmesi, çocukları ileriki yaşlara kadar etkileyecek seviyede olumsuz yönde etkiliyor.

AMERİKAYI TEKRAR KEŞFETMEK

Televizyonun hayatımızda yaptığı tahripleri ortadan kaldırmak ve açtığı derin yaraları tedavi edebilmek için önümüzde iki yol var: Ya Amerikayı yeniden keşfedeceğiz, ya da dünyanın en fazla televizyon bağımlısının bulunduğu Amerikadaki, ardından Avrupa ülkelerindeki uygulanan bazı yöntemleri, bazı çözümleri dikkate alacağız.

Amedika’da 22 yıldır kutlanan “TV Turnoff Week (TV Kapatma Haftası), televizyon bağımlılığına emin adımlarla ilerleyen bizlere çok önemli mesajlar barındırıyor. Özet olarak aktaralım:

Bu haftanın düzenlenmesindeki temel amaç, insanların yılda bir hafta için de olsa televizyon karşısında harcadıkları zamanı azaltabilmek ve insanların zihnine daha faydalı şeyler yapabilecekleri anlayışını yerleştirebilmek. Bu haftayı düzenleyenler ve destek verenler, insanlara şu mesajı aktarıyorlar:

“Sadece bir haftalığına televizyonunu kapat; sonra gör bak neler olacak!”

TV Kapatma Haftası ilk olarak 1995 yılında kutlanmaya başlandı. Daha ilk yılında bu faaliyete 45.000 okul ve 8.000.000'dan fazla insan katıldı. Bu uygulamayı organizeli olarak ilk başlatan ise, sonradan TV-Turnoff Network (TV Kapatma Ağı) ismini alan TV-Free America (TV’den Bağımsız Amerika) isimli özel bir kuruluş oldu.

TV-Turnoff Network’ün çok çarpıcı bir sloganı var: “Turn off TV – Turn on Life!” Yani, “Televizyonun düğmesini kapat, hayatın düğmesini aç!”

TV Kapatma Haftası Amerika’da doğduktan sonra diğer ülkelere de yayılmaya başladı. Her yıl Nisan ayının son haftası, çok sayıda ülkede, televizyonun zararları ve bundan korunma çarelerine dair önemli mesajların aktarıldığı bazı programlarla gündeme getiriliyor. 

Televizyona niçin bağlanıyoruz?

Hayatta kalma savaşındaki dikkate değer çelişkilerden biri, organizmaların, kendi arzuladıkları şeyler tarafından kolayca zarar görebilmeleri. Tıpkı balıkların oltanın ucundaki yemle, farelerinse peynirle avlanmaları gibi. Ancak bu yaratıkların, aldanışları için en azından uygun bir mazeretleri var: Yem ve peynir, hayatta kalmalarını sağlayan besin maddeleri. İnsanlarınsa, çoğu bağımlılıkları için bu türden tesellileri yok denecek kadar az.

İnsanların hayatı düşkünlüklerine bağlı olarak altüst olabiliyor. Yaşamını sürdürmek için kimse alkol içmek, kumar oynamak zorunda değil. Bu yüzden, eğlence ya da oyalanma amaçlı yapılan bir şeyin ne zaman kontrolden çıktığını anlamak, yaşamın önemli dönüm noktalarından olsa gerek. Düşkünlüklerin ille de fiziksel maddelerle ilgili olması gerekmiyor. Televizyon, ünü ve her yerde bulunabilirliğiyle, dünyanın en popüler boşa zaman geçirme makinesi olarak karşımıza çıkıyor. Çoğu insan, televizyonla arasında sevmekle nefret etmek arası bir bağ olduğunu itiraf ediyor. Ondan şikayet edenler, şikayetleri bittikten belki de hemen sonra koltuklarına kurulup, uzaktan kumandalarına sarılıveriyorlar.

Anne babalar, çocuklarının televizyon seyretmeleri konusunda endişelerini dile getiriyorlar. Ama aslında bu endişe, kendilerinin çok fazla televizyon seyretmesinden kaynaklanmıyor mu? Dost sohbetlerinde, aile toplantılarında, söyleyeceğimiz şeyler tükendiğinde...

Çoğumuz, onunla olabilmek için bir kitap okumadan, ailemizle, arkadaşlarımızla konuşmadan, bir yakınımızın sesini duymadan, çocuğumuzla bir oyun oynamadan, gönlümüzce bir gezintiye çıkmadan, çocuklarımız için kurabiye pişirmeden geçiriyoruz günlerimizi.

Endüstriyel dünyada bireyler günde ortalama üç saatlerini plansız olarak televizyon seyretmeye ayırıyorlar. Bu saatler, bir gün içinde çalışma ve uyuma dışında tek bir faaliyet için ayrılan en büyük zaman dilimini oluşturuyor. Düşünün, yetmiş beş yaşına geldiğinizde, her gün yalnızca üç saat televizyon seyrettiyseniz, yaklaşık dokuz yılınızı televizyon karşısında geçirmiş oluyorsunuz. Rakam gerçekten çok çarpıcı.

Bazı yorumculara göre bu bağlılık basitçe şu anlama geliyor: İnsanlar televizyon seyretmekten hoşlanıyor ve onu seyretmek için bilinçli bir karar alıyorlar. Eğer her şey bundan ibaretse, o halde neden bu kadar çok insan, fazla televizyon seyrettiği endişesine kapılıyor? Neden beş yetişkinden ikisi, on gençten yedisi televizyon karşısında çok fazla zaman geçirdiğini düşünüyor? Neden yetişkinlerin yaklaşık % 10'u kendini TV bağımlısı olarak tanımlıyor?.

Televizyon seyreden insanların davranışlarını ve duygularını günlük yaşam sırasında takip etmek için yapılan bir çalışmada, katılımcılara üzerlerinde taşımaları için birer cihaz verilmiş. Katılımcılara, günde altı-sekiz kez gelişigüzel olarak bu cihaz aracılığıyla sinyal gönderilmiş. Sinyali aldıkları anda katılımcılar ne yaptıklarını ve ne hissettiklerini not etmişler. O anda televizyon seyreden kişilerin kendilerini rahatlamış ve pasif hissettikleri belirlenmiş.

Benzer şekilde, EEG çalışmaları da televizyon seyrederken kitap okumaya oranla daha az zihinsel uyarılma olduğunu göstermiş. İlginç olan, televizyon kapatıldığında rahatlama duygusunun sona ermesi, ancak pasiflik ve düşük uyarılma durumunun devam etmesi. Araştırmaya katılanlar, televizyonun bir şekilde enerjilerini çekip aldığını ve kendilerini tükenmiş, bitkin hissettirdiğini yansıtmışlar.

Bu kişiler, televizyon seyrettikten sonra, öncesine oranla herhangi bir şeye daha zor yoğunlaştıklarını da söylemişler. Ancak bu durumun aksine, kitap okuduktan sonra, çok nadir olarak bu tür problemlerle karşılamışlar. Spor yaptıktan ya da hobilerle uğraştıktan sonra da ruh hallerinde düzelmeler, iyileşmeler kaydetmişler.

Ancak bu çalışmada ortaya çıkan bir başka sonuç, çok fazla televizyon seyredenlerin (günde dört saatten fazla) az televizyon seyredenlerden (günde iki saatten az) çok daha az zevk aldıkları. Bazıları fazla zevk almamanın yanı sıra, daha üretken, daha yararlı bir iş yapmadıkları için suçluluk ve rahatsızlık da duyuyorlar. Japonya, İngiltere ve ABD'de yapılan araştırmalar, bu suçluluk duygusunun, gelir düzeyi düşük gruplarda daha fazla oluştuğunu göstermiş.

Televizyon karşısında rahatlama duygusu çok çabuk geliştiğinden, insanlar televizyon izlemeyi rahatlamakla, dinlenmekle bir tutmaya şartlanmış durumdalar. Bu ilişki, izleme süresi boyunca kendini gösterdiğinden, zamanla kuvvetleniyor. Televizyon bozulduğunda ya da elektrik kesildiğinde oluşan stres de, bu ilişkiyi destekleyen başka bir etken.

Bağımlılık yapan ilaçlar da aynı şekilde çalışıyor. Vücudu hızla terkeden bir uyuşturucunun bağımlılık yaratma olasılığı, vücudu daha yavaş terkedenlere oranla daha az. Çünkü kullanıcı, ilacın etkilerinin yavaş yavaş azaldığının farkına varıyor ve bütünüyle geçmeden yeniden alma çabasına giriyor. Benzer şekilde, bireylerin, televizyon izlemeyi bırakırlarsa kendilerini daha az rahatlamış hissedeceklerini bilmeleri, televizyonu kapatmamalarında önemli bir etken olabiliyor. Böylece izleme, sürekli daha fazla izlemeye neden oluyor.

YORUMLAR

Ad

*Bilim-Teknik,4,*Diyalektik,2,*İş Dünyası & Girişimcilik,2,*Kultur-Sanat,14,*Mp3,5,*Saglik,8,*Saglik-psikolojii,1,*Seyahat,3,*Tarih-Mitoloji,1,~Din,15,~Din: İslam,16,~Din: Yahudilik,1,~Film,3,~Film Puanı: 4+,2,~Film Puanı: 5+,3,~Film Puanı: 6+,3,~Film Puanı: 7+,1,~Film Tercihi: Altyazılı,1,~Film Tercihi: Türkçe Dublaj,2,~Film Türü: Aksiyon,2,~Film Türü: Dram,1,~Film Türü: Gerilim,3,~Film Türü: Korku,1,~Film Türü: Suç,2,~Filmin Ülkesi: ABD,1,~Filmin Ülkesi: Bulgaristan,1,~FilmSenesi: 2001,1,~FilmSenesi: 2016,2,~Galeri,18,~Haber,21,~Haber (Dünya),9,~Haber (Siyaset),7,~Haber (Türkiye),15,~Magazin,17,~Tarih,9,~Teknoloji,15,~Teknoloji: Akıllı Telefon,5,~Teknoloji: Bilgisayar,4,~Teknoloji: Internet,6,~Video,15,~Video: Müzik,8,Ankara,1,Belgesel,1,COGRAFYA,2,Dikmen,1,edebiyat,1,film,1,Gezelim Görelim,1,İsmet İnönü,1,kategorilenmemiş,1,kültür,1,Metafizik,2,Mezhepler/Meşrepler,2,Mustafa Kemal Atatürk,2,Muzaffer Kılıç,1,Zübeyde Hanım,1,
ltr
item
MAGGOG: Dünyanın En Çok TV İzleyen Ülkeleri
Dünyanın En Çok TV İzleyen Ülkeleri
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdJejJYSUlk08Ljnb4veDVNwrN-le8OZAF57JDnEtpyai4TZ_srXRxfCptLBkaMAPf7e-mgrD8gxQTbpbvgY6uKqFYvaiVIgbxNHPEBfWM1gEzcXV38tQ7-HGaIFvL44XRDA1-tUFuHA4/s320/f8dc0807983c1aaf928a145a8cd8e7ddf1d8bb48.jpeg
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdJejJYSUlk08Ljnb4veDVNwrN-le8OZAF57JDnEtpyai4TZ_srXRxfCptLBkaMAPf7e-mgrD8gxQTbpbvgY6uKqFYvaiVIgbxNHPEBfWM1gEzcXV38tQ7-HGaIFvL44XRDA1-tUFuHA4/s72-c/f8dc0807983c1aaf928a145a8cd8e7ddf1d8bb48.jpeg
MAGGOG
http://kripto.maggog.com/2017/06/dunyanin-en-cok-tv-izleyen-ulkeleri.html
http://kripto.maggog.com/
http://kripto.maggog.com/
http://kripto.maggog.com/2017/06/dunyanin-en-cok-tv-izleyen-ulkeleri.html
true
293964781511984002
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi Benzer bir konu bulunamadı TÜMÜNÜ GÖSTER Konuyu Göster Yanıtla Yorumdan vazgeç Sil Oluşturan: Anasayfa SAYFALAR OHA VAR Tümünü Göster BU YAZILARI DA ÖNERİYORUZ ETİKET ARŞİV ARA TÜM GÖNDERİLER İsteğinizle alakalı bir eşleşme bulunamadı. Anasayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Paz Pzt Sal Çrş Per Cu Cts Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Oca Şub Mar Nis Mayıs Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara şu an 1 dakika önce $$1$$ dakika önce 1 saat önce $$1$$ saat önce Dün $$1$$ gün önce $$1$$ hafta önce 5 haftadan daha eski Takipçiler Takip Et ÖZEL İÇERİK VAR! Görüntülemek için paylaşmanız gerekir Tüm kodu kopyala Tüm kodu seç Tüm kod panonuza kopyalandı Kopyalanamıyor. [CTRL]+[C] (veya Mac kullanıyorsanız CMD+C) tuşlarına basmayı deneyin.