Türkçe konuşurken kullandığımız sözcüklerin yaklaşık 5000 tanesinin Fransızca'dan dilimize girmiştir. Bu da demek oluyor ki Türkçe konuşan herkes aslında biraz da Fransızca biliyor. Aşağıda derlediklerimden bazıları:
- Abajur (abat-jour): a. 1. Işığı bir yere toplamak, doğrudan doğruya gözlere vurmasını önlemek için kullanılan, kâğıt, kumaş, maden veya renkli camdan yapılmış lamba siperi. 2. Genellikle üzeri siperli masa lambası veya ayaklı lamba.
- Afiş (affiche): a. Bir şeyi duyurmak veya tanıtmak için hazırlanan, kalabalığın görebileceği yere asılmış, genellikle resimli duvar ilanı, ası.
- Akrobasi (acrobatie): a. Cambazlık.
- Akrobat (acrobate): a. Cambaz.
- Akrostiş
- Aksesuar (accessoire): a. 1. Bir aletin, bir makinenin işlevine katılmayan ancak kendine özgü ayrı bir yararı bulunan alet, araç veya nesne. 2. Giysiyi bütünleyen çanta, kemer, şapka, eldiven, mücevher vb. eşya. 3. tiy. Konunun gerektirdiği ölçüde kullanılan, bir sahne içinde yer alan veya oyuncunun dekor gereği kullandığı çeşitli eşya.
- Aktör (acteur): a. 1. sin. ve tiy. Erkek oyuncu 2. mec. Herhangi bir olayda etkisi veya katkısı olan kimse.
- Aktris (actrice): a. sin. ve tiy. Kadın oyuncu
- Akustik (acoustique): a. 1. Yankı bilimi. 2. Yankılanım.
- Alarm (alarme): a. (l ince okunur) 1. Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret. 2. Bu işareti veren düzenek.
- Alerji/Allerji (allergie): a. 1. Birtakım yiyecek, ilaç, toz, koku vb.ne hastalık derecesinde gösterilen aşırı tepki. 2. mec. Bir kimseye veya bir şeye karşı olumsuz yönde duyulan aşırı duyarlılık: "Büyük kalabalığın matematiğe karşı bir alerjisi vardı." -H. Taner.
- Alkali (alcali): a. (l'ler ince okunur) kim. Alkali metallerin hidroksitleriyle amonyum hidroksitin genel adı.
- Alkol
- Amalgam
- Ambalaj
- Amblem
- Ambulans (ambulance): a. (l ince okunur) Cankurtaran.
- Amfibik
- Amiral
- Ampul
- Anagram
- Anakronizm
- Anarşizm
- Anestezi
- Anket
- Anofel
- Anonim
- Ansiklopedi
- Anten (elektronik)
- Antibiyotik
- Antilop
- Antipati
- Antrenman
- Antropoloji
- Antroponim
- Apartman
- Aritmetik
- Arkeoloji
- Arleken
- Asansör (ascenseur): a. İnsanları, yükleri bir yapının bir katından ötekine veya yüksek yerlere çıkarıp indiren, elektrikle işleyen araç. Fizikte kaldıraç.
- Asfalt
- Aspirin
- Astroloji
- Ateizm
- Atmosfer
- Atom
- Avukat
- Badana
- Bagaj
- Bale
- Balkon
- Balon (anlam ayrımı)
- Banknot
- Bant
- Baraj
- Bateri
- Benzin (benzine): a. kim. 1. Petrolün damıtılması ile elde edilen, özgül ağırlığı yaklaşık 0,65 olan, renksiz, uçucu, kendine özgü kokusu bulunan bir sıvı. 2. Bir tür organik yağ çözücü. 3. esk. Benzen.
- Beton
- Bidon
- Biftek
- Bikini (bikini): a. Deniz, göl, havuz vb. yerlere girerken veya güneşlenirken giyilen, iki parçadan oluşan kadın giysisi.
- Bisiklet
- Bisküvi
- Bluz
- Boks
- Bonservis
- Bot (giyim)
- Buldozer
- Bulvar
- Burjuvazi
- Ceket (jaquette): a. Erkeklerin ve kadınların giydiği, genellikle önden düğmeli, kalçayı örten, kollu üst giysisi
- Çizim
- Daktilo (dactylo): a. 1. Yazı makinesi: 2. Daktilograf
- Dans (danse): a. Müzik temposuna uyularak yapılan ve estetik değer taşıyan düzenli vücut hareketleri, raks
- Dantel (dentelle): a. Her türlü iplikle örülen veya bir kumaşın kenarına işlenen türlü biçimde ince ve ağ görünümünde örgü, tentene
- Dedektif (détective): a. Suç sayılan bir işi veya bu işi yapanı ortaya çıkarmakla görevli kimse, hafiye, polis hafiyesi
- Dekolte (décolleté): a. 1. Açık giyim 2. sf. Açık giyimli: "Kadınların çoğu dekolteydi." -Halikarnas Balıkçısı.
- Deterjan (détergent): a. Petrol türevlerinden elde edilen, temizleme özelliği bulunan, toz, sıvı veya krem durumunda olabilen kimyasal madde, arıtıcı. Deterjan, temizleme tozu
- Dinozor (dinosaure): a. 1. hay. b. Dinozorlar takımından, boyu 20 metre kadar olabilen, ilk çağlarda yaşamış, günümüze fosilleri kalmış bir sürüngen. 2. mec. Gelişmelere ayak uyduramamış, çağın gerisinde kalmış veya mevcut durumu korumak isteyen kimse.
- Direksiyon (direction): a. Taşıta istenilen yönü vermeye ve taşıtı belirli bir doğrultuda götürmeye yarayan düzenek, yönelteç.
- Diyet (diète): a. Sağlığı korumak veya düzeltmek amacıyla uygulanan beslenme düzeni, perhiz, rejim.
- Dragon (dragon): a. 1. Ejderha. 2. tar. Batı ordularında, atlı veya yaya olarak çarpışan asker sınıfı.
- Dramaturg (dramaturge): a. tiy. Oyun yazma ve yönetme kurallarını bilen, bir oyun yazılır veya sahnelenirken bu bilgisinden yararlanılan kimse. Oyun sanatı uzmanı.
- Dük (duc): a. Bazı devletlerde prensten sonra gelen en yüksek soyluluk unvanı.
- Ebonit
- Ekonomi
- Eşarp
- Eşofman
- Fayton
- Fermuar
- Filantropizm
- Fragman
- Füze
- Garaj
- Garson
- Gazoz (gazeuse): (a. Meyve esansı, şeker ve karbon asidi ile yapılan, basınçlı hava ile şişelere doldurularak hazırlanan içecek.
- Gitar
- Gofret
- Golf
- Goril
- Helikopter (hélicoptère): a. Dik iniş ve çıkış yapabildiği için dar yerlerde de kullanılabilen, tepeden pervaneli uçan taşıt.
- Hijyen
- Hipnoz
- Hoparlör
- İskelet
- Jaguar
- Jenerik
- Jimnastik
- Jonglör
- Kabare
- Kablo
- Kabotaj
- Kadastro
- Kafe
- Kamera
- Kamyon
- Karavan
- Karikatür
- Kasket
- Katafalk
- Kauçuk
- Kazak (giysi)
- Kola
- Kolye
- Komando
- Kompozisyon
- Konser
- Korse
- Krampon
- Krater
- Kravat
- Kreasyon
- Krem şanti
- Kruvasan
- Kuaför (coiffeur): a. 1. Kadın berberi. 2. Erkek berberi. 3. Güzellik salonu.
- Kuzen
- Külot (culotte): a. (l ince okunur) 1. Kısa, beli lastikli iç çamaşırı, don. 2. Genellikle binicilerin giydikleri paçası dar, üst bölümü geniş pantolon.
- Kürtaj
- Küvet (cuvette): a. 1. İçinde bazı şeyler veya el yıkanan kap 2. Banyoda içinde yıkanılan tekne
- Labirent
- Laboratuvar
- Lastik
- Lav
- Levye
- Lise
- Lojman
- Majör depresif bozukluk
- Mansiyon
- Mardi Gras
- Maskot
- Medyum
- Melon şapka
- Menopoz
- Meteoroloji
- Milis
- Minör depresif bozukluk
- Misket (muscat): (I) a. Mis üzümünden yapılan şarap.
- Misket (mousquet): (II) a. 1. Bomba ve şarapnellerin içinde bulunan kurşun veya demir tanelerin adı 2. Bilye.
- Miyosen
- Morg
- Nasyonal sosyalizm
- Noel
- Nostalji
- Nümismatik
- Okul
- Oligarşi
- Oraj
- Otel (hôtel): a. Yolcu ve turistlere geceleme imkânı sağlamak, bunun yanında yemek, eğlence vb. hizmetleri sunmak amacıyla kurulmuş işletme.
- Palas
- Pandomim
- Parapsikoloji
- Petibör
- Piyes
- Plaj
- Polemik
- Poligami
- Polis
- Ponpon kız
- Pornografi
- Portföy
- Postanarşizm
- Promosyon
- Prömiyer
- Realite
- Rule
- Röportaj
- Rötuş
- Sable kurabiye
- Saksofon
- Salon
- Seans (séance): a. 1. Bir işin yapılmasına ayrılan çalışma süresi, oturum 2. tıp Bazı tedavi yöntemlerinin uygulanması için ayrılan süre 3. sin. ve tiy. Gösterim.
- Silüet
- Sivil
- Sosyete (Magazin)
- Spor
- Stator
- Sömestir tatili
- Şimendifer
- Şose
- Şövalye
- Tablet (ilaç)
- Taksi
- Televizyon
- Terörizm
- Totalitarizm
- Trans
- Travestilik
- Türban (anlam ayrımı)
- Vakum
- Vapur
- Viril
- Vizyon
YORUMLAR